Evet, farklı bir gündü.
Yepyeni bir heyecanla uyanmış hatta ve daha doğrusu uyuyamamıştım ki,
Taze bir abdest, yepyeni ve pırıl pırıl elbiseler, 19 yaşında kıpır kıpır bir enerji demeti...
Evet, farklı bir yolculuktu.
Uçakla gidilmişti ama sanki ruhum ondan önde,ondan önce varmıştı. Haftalar önce bir rüyada...
Evet, farklı bir varıştı.
Sanki burası dünyanın değil ukbanın bir parçasıydı.
Evet, farklı bir dinleyiş, farklı bir ezandı
Sade olduğu kadar içli,yüce bir çağrı, unutulmayan bir ilk.
Evet, faklı bir yağmurdu.
Bizimle şehre giren, yerlerde su rengi ışıldayan gül demetleri açtıran, bizi sırılsıklam edip bedenimizi üşütürken, ruhumuzu ısıtan bereketli inişlerdi.
Evet, farklı bir insandı.
Belki tüm yamur boyunca secdede kalmış,titreyen bedenini bir adım öteye taşıyamayacak kadar yaşlı,kırılgan ve bizi gözyaşlarına boğan titreyen bir kadındı.
Evet, farklı bir haldi.
Akşam namazı sonrası, uyuya kaldığım yerde aniden uyandırılınca, ne yapacağını bilmeyen yarı deli bir hal.
Evet, farklı bir anlayıştı.
Ruhumun O nu ararken kaybolduğunu, ağlama krizleri sonrasında farketmiştim.
Evet, farklı bir mekandı.
Gökte ruhani melekler, yerde dünyevi melekler vardı. Burası Efendimiz (s.a.v) in ev sahipliğini yaptığı kutsal bir mesciddi, Mescid-i Nebevi idi.
