Görüntülenme: 12726
Engellenenler
2009/11/03 1:59
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! 8,5 (1 oy)

Pazar günü şehir dışında bulunan dedemlerin evine çiçeklerini sulamak amacı ile gittim. Aynı sokakta oturduğumuz için sadece anahtarları alıp çıktım evden. Vakit mi? Akşam namazından sonra. Çiçek sulama işi bitip tam evden çıkacaktım ki elektrik kesildi.

Birkaç dakikadan gelir düşüncesi ile beklemeye başladım. Ancak nafile 45 dakika geçmiş olmasına rağmen hala elektrik gelmemişti. Evde mum bulamamış,bulduğum yarım kutu kibriti acil durumlar için saklıyordum! Evde yanık olan lambaları ertesi gün gelip söndürmeyi düşünerek evden ayrılmaya karar verdim. Dedemlerin evi 8. kattaydı ve ben hala mum bulamamıştım.

Besmelelerle evden çıktım. El yordamıyla kapıyı kilitledim. Sürekli asansörü kullandığım ve orada yaşamadığım için merdivenin şekli benim için yabancıydı. Bir kibrit yakarak trabzana ulaştım. Sadece 6 kibritim kalmıştı,kibriti yakmak için elimi trabzandan çekmek yerine karanlıkta sürekli trabzana tutunarak inmeye karar verdim.

Vakit iyice geç olduğu,birde hiçbir ışık kaynağı olmadığı için gözüm kapalı mı açık mı fark etmiyordu. İnsanın bulunduğu ortama uyum sağlayıp gözün karanlıkta görmesi için çok  hafifte olsa ışık gerekiyormuş bunu anlamış oldum.

Temkinli adımlarla ilerlemeye başladım,önce omzuma çarpan birşey farkettim ki, bilinmezliğin korkutucu yanları oluyormuş.Oldukça heyecanlandım.Fakat çarpan şeyin emniyet için yapılan ikinci bir demir kapı olduğunu ve açık durduğu için çarptığını anlayıp rahatladım. Bunun için bir kibrit harcamış olsamda değerdi.

Alt katlara ilerledikçe elimde biriken kiri hissedebiliyordum.Nasılsa herkes asansörü kullanıyordu, trabzanı temizlemeye ne gerek vardı.Kapıcının bahanesi sanırım buydu.7 kat bitene kadar karşıma yere  yatırılmış yaklaşık 1.75 lik banyo kazanı,bisiklet,çöp kovası gibi engeller çıktı.

En kötüsü 1.katta elektriğin gelmiş olması.Zemine inip tekrar asansörle 8. kata çıktım eve girip yanık kalan lambaları söndürdüm.

Böyle bir durumda ilk aklınıza gelen göremeyen insanlar. Yıllar önce aldığım bir tavsiye ile zaman zaman bazı işleri yaparken gözlerimi kapatırım.Esas amaç şükr edebilmek. İkinci amaç ise beyni ve el yeteneğini geliştiren bir alıştırma olması. Göremeyen, yürüyemeyen, konuşamayan ya da daha farklı durumda ki insanlar için engelli ifadesi kullanılır ki ben bunu kabul etmiyorum ve zaten kullanmam .

Pazar günü de daha iyi anladım ki onlar engelli değil engellenen.
Onların önüne engelleri biz koyuyoruz. Birkaç dakika görme işlemini yitirdim. önüme engeller, kirli trabzanlar çıktı.
Sokağa çıkmadım, otobüse binmedim, alışverişe, sinemaya gitmedim.Bununla yaşamak zorunda kalanlar ne yapıyor.
O 8 katı nasıl iniyor? Tekerlekli sandalye ile caddeyi nasıl geçiyor? Evine nasıl gidiyor?
Onların önüne engelleri kim koyuyor? Kimler o engelleri kaldırmak için çaba harcıyor?
Ben şimdiye kadar onları engelleyen bir faaliyette bulundum mu acaba?
Kuzenim doğuştan beyin felçli ve yürüyemiyor. Maddi imkanlar nedeniyle çokta bu sıkıntılarla yüzleşmedi, sokakta hiç yalnız dolaşmadı mesela.
Ancak sadece ilkokulu okuyabildi. Çünkü okul yönetimleri kolaylık sağlamıyordu o zamanlar.

ÖNCE KAFAMIZDA Kİ ENGELLERİN KALKTIĞI, ENGELLENENLERİN KALMADIĞI BİR TÜRKİYE VE DÜNYA'YA KAVUŞMAK DİLEĞİYLE.
 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 20.09.2012 01:21:49 itibariyle düzenlenmiştir.

 

 GÜLSEREN MİRİCİ

Engelimi fikirlerime hiç bir zaman engel olarak görmedim elhamdülillah. Bunu
çocukluğumda ALLAH ile kurduğum arkadaşlığımda öğrendim, O'nu buluşumda. 

Elhamdülillah, rahimlerde bize dilediği şekli verene elhamdülillah.

Bana sabrı öğreten bedensel engelim oldu. Sabrın gücünü imanımdan aldım. Hastalığımdan dolayı
çocukluğumdan beri geceleri pek uyuyamam. Çocukluğumda gözlerimi tavana dikerdim ve
dünyayı düşünürdüm. 

Dünya...

Gözlerimle dünyaya bir daire çizerdim. Evet dünya yuvarlakmış derdim.

Yuvarlağı silerdim yok kalırdı geriye...
Yoku da silerdim, yine yok kalırdı...
Yoku yok edemezdim...

Ben yoklukta Allah'ı buldum.

Yoklukta bulduğum Allah ile arkadaş oldum.

Ailem gece uyurken, gözlerimle tavanı delerek arkadaşım Allah'la buluşurdum ve O'na
ailemin beni iyileştirmek için getirdiği hocaları anlatırdım.

Çocukluğumda bana "Kırk gün şu suyu iç, kırkinci günün sabahında kalkıp annene sen kahvaltı hazırlayacaksın" vaadinde bulunan bazı hocalara çok darılmıştım.

Okul defterime ve yatağımın yanındaki duvara kırk günü saydığım çizgiler çizerdim.

IIIIIIII 1,2,3,4,5,6,7 8...

Kırkıncı gece uyuyamazdım. 

Hep bacaklarımdaki gücü yoklardım. "Bir deneyeyim, belki şimdi yürürüm."

Denerdim, denerdim, denerdim...

Harekete geçen bacaklarım değil, sabrım olurdu. Hani demiştim ya ben sabrı engelimde
öğrendim.

Kırkikinci günün sabahı diğerlerinden farksız olurdu.

Yine annem hazırlardı kahvaltıyı. 

Bunlari biiir bir anlatırdım Allah'a.

Biraz uzun oldu Senai kardesim, hakkınızı helal edin lütfen. Yazmaya başlayınca
kendimi durdurmakta güçlük çekiyorum.

Dua edin inşaallah benim için. Her yıl giderek güçsüzleşen bedenimdeki arta kalan
kıpırdayışların hakkını vermeye çalışıyorum. 

www.senaidemirci.net 'ten alıntı yapılmıştır...

Engelin Açtığı Kapı
2010/01/02 16:36
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Önemli bir konu ve güzel anlatımlar... 

İkinci mesajın kaynağı belli; lâkin ilkinden emin olamadım. citizen 'in kendi yazısı mıdır acaba? 

İlk mesajda; kibrit çöplerinin idareli kullanılmaya çalışılmasının ve binbir güçlükle aşağı inilmesinin ardından elektriklerin gelmiş olması, keyifli olmuş doğrusu. 

Ancak daha önemlisi, konunun önemli bir noktaya ve hoş bir şekilde bağlanmış olmasıdır. 

Sonraki mesajdaki "Yoku da silerdim, yine yok kalırdı..." ifadesini beğendim! 

Hani çok bilinen bir söz vardır: Allah bir kapıyı kapatır, başka kapıları açar, diye.
Engeller de bir bakıma öyle sanki. Mesela, engelli kimselerin, başka kabiliyetleri, normal kimselerden daha iyi hale gelebiliyor... Söz gelimi, gözleri görmeyen birisinin ses algısının gelişkin olması, gibi. 

Bu mesaj, m1gin tarafından, 02.01.2010 16:39:57 itibariyle düzenlenmiştir.
İngilizce kelime ezberleme oyunu: vav.mbirgin.com
Engel yok!Yola Devam...
2010/01/03 2:46
Bildir! Alıntı ile cevap yaz Oyla! (0 oy)

Teşekkür ederim.

Teşekkürden de anlaşılacağı üzere ilk yazı bana ait. 

O kabus inişi yaşayan ve MEDAŞ'ın dalga geçtiği insan benim...

Siz bir de beni evde mum ararken görecektiniz ya da o yarım kutu kibriti bulduğumda yaşadığım sevinci.Daha sonra baktım da, mumu  yarım metre ile teğet geçmişim 

Allah kimseyi karanlıkta bırakmasın

Görmeyen,yürüyemeyen,duyamayan vb insanlar,özelliklede doğuştan öyle iseler, birçoğu bunları yapabilen bizden daha yetenekli oluyorlar.

Kaçımız iki ayağımız olduğu halde dünya rekorları kırıyoruz  ya da elimiz ve görme yeteneğimiz  olduğu halde yağlı boya tablolar yapabiliyoruz.

Örnekler yüzlercesi ile çoğaltılabilir,ne mutlu...

 

Bu mesaj, citizen tarafından, 03.01.2010 02:55:32 itibariyle düzenlenmiştir.
Abonelik Bilgisi Abonelik
Kullanıcı Adı:
Parola:
Bilgi Hatırlatma Yeni Üyelik
İletişim | Kullanım Şartları | Reklam Bilgileri | Tüm Üyeler | Ne Nasıl Yapılır? | Arama | RSS | Twitter | Facebook | Youtube

Son Üyeler: Gakk, busbus, siyamiaytar, 1234123123123, Siyami,
Son Oturumlar: